4
« : Kasım 26, 2015, 10:20:42 ÖÖ »
Mesela onlara yaşayacak zaman bırakmayın. İş yetişecek diye sabahlatın, haftasonu çalıştırın. Hatta haftasonu çalışmasını mesai günlerine ekleyinki çalışanlarınız haftasonu kaçıp biyerlere gidemesin, sinemaya, tiyatroya gidemesin, kitap, dergi okuyup araştırma yapamasın mazallaf yaparlarsa yeni fikirler bulurlar.
Onlara şu ajanslar bu ödülleri nasıl kazanıyo yahu diyip, cümleye çıkmadan önce herkes beni görücek diyin. Halbuki mesai saati bitmişse bitmiştir dimi? Hayır senin için bitmiştir yönetici, koordinatör, müdür adı her neyse ona söylenmeden adım atılmaz alimallah başımıza taş yağar.
Onlardan bir ekip olmasını beraber fikir üretmesini isteyin ama beraber birşey paylaşmalarına izin vermeyin. Bakarsınız bir araya gelip isyan çıkarırlar.
Onlardan ödül kazanıcak işler isteyin, ama düşünecek ne zaman ne de motivasyon bırakmayın. Sonra ödül mödül kazanılırda daha fazla maaş isterler.
Sabah işe geliş saati çok önemli olsun sizin için. Aman sakın bu adamlar bi kitapçıya uğrayıp işiyle ilgili bir kitap alamasın, geç kalırsam ne derler, çıkarken haber vermezsem ne olur sorusu hep kafalarının bi köşesinde olsun. Çünkü onların yaptıkları işte düşünüp karar vericekleri şeyler yok. Onlara yeni sorular, sorunlar verin ki nasıl bir tasarım yapacağını düşüneceğine mesai saati başladımı, bittimi diye düşünsün.
19.00'da başlayan tiyatro oyununa yetişemesin nesela, nedir ki zaten tiyatro.
İnsan olmalarına aman ha zaman bırakmayın ofiste kapıları üstlerine kilitleyin. Daha çok daha çok çalışsınlar bedenen ama kafa? Kafa yok gerekte yok zaten. Bana düşünen adam lazım değil demiş birileri...
Onların üzerinde bir otorite kurun, hatta yoksa bir şirket marşı yazdırın sabah girerken, akşam çıkarken herkes birlikte onu okuyup şirket bayrağını göndere çeksin. Otorite ve dikta kurun ki iplerin kimin elinde olduğunu anlasınlar.
Zaten Tesla'da, Newton'da, Oglivy'de bunlara çok dikkat ederdi. Başarılarını, bulduklarını fikirleri hep bunlara borçlular.
Yöneticilerinizin zamanı çok değerlidir. Onlara zaman kazandıracak jestler yapın. Üretenlerinizin ise zaman ayarlamalarına siz karışmayın sadece sonuca bakın. Geç kaldıysa taksiye binsin canım o kadar para alıyor dimi. Ne kadar para alıyor?
Sistemi yöneticileriniz üzerine kurun. Üretilen birşey olmayınca neyi yöneteceklerinin bir önemi yok nasılsa.
Neyse bu yazı daha uzar gider.
Kimse kusura bakmasın bu ülkede yeni fikirler üretecek çok insan var. Olmayan onlara o vizyonu, alt yapıyı kurmayan yöneticiler.
Tüm yapan, eden, üretenlere saygıyla.
Soner Yamak.