Sene 1995, yanlis hatirlamiyorsam.
Dost kitap evinde, Hobbit'in kitabini gorup elimize aldigimizda sanirim memlekette basili olan baska bir fantastik edebiyat kitabi yoktu.
Icinde haritalarin ve cozulmeyi bekleyen rün harflerini gormek, ortaokuldaki bir cocugu nasil heyecanlandirmistir tahmin edin.O donem dinlenen, Blind Guardian'nin album kapaklarindaki ve sarkilarindaki kimi kahramanlarin, bu kitap ve devaminda birkac sene sonra hayatimiza girecek Tolkien eserlerinden esinlenildigini ogrenecektik.
Hobbit, o yillarda hayal gucum acisindan bana cok katkida bulunmus, belki bugun birseyler yazmayi cizmeyi seviyorsam, bu yolda beni sevklendiren bir eserdir.
Ingilterede 1937'de basilmis olan ve bir akimin oncusu olan bu kitap her ne kadar Turkiye'ye 60 yil kadar parasutlu gelmis olsada (en azindan benim bilgim dogrultusunda) o kosesinde Gollum ilustrasyonu olan, turuncu kapakli ilk baski kitabin sahibi olan kisilerden biri olma sansini kazanmistim.
Aradan 5-6 yil sonra, eve gelen bir misafir cocugu (kufur gibi oldu kusuruma bakmayin) odama girmis ve makasla bir cok kitabimin kapagini anlamsiz bir sekilde katletmisti.Aralarinda malesef Hobbit'de vardi.Materyalist bir kisi degilimdir ama suan meslegimin olusmasina hizmet eden seylerden biri olan o kitap, o zamanda benim icin cok onemliydi ve paramparca gormek, evlat acisi gibi derler ya, o misal bir etki yaratmisti.
Neyse.
Bu kadar seyi niye yazdim soyleyeyim, The Hobbit'in cok keyifli bir film olacagindan suphem yok.Eminim asiri derecede hikayeden de sapacaklar olmayan seyler ekleyeceklerdir, Yuzuklerin Efendisinde oldugu gibi.Onemli degil.
Onemli olan, eger cocugunuz var ise ve ilkokul sonlar ya da ortaokulda ise, Hobbit'le sinemada degil kitapla tanismali.