O zaman tekrar post ediyorum.Tüm dileğim bu mesleğin gerçekten hakettiği saygınlığı beyinlere kazımak.(Aşağıda yazılanlar derlenmiş alıntıdır.)
TASARIMCILARA EN ÇOK SÖYLENEN YALANLAR
1 "Bu seferkini ucuza (veya bedava) yap, bir sonrakin de telafi ederiz."
saygıdeğer hiçbir firma veya işadamı daha sonra telafi edileceği umuduyla emeğini ve zamanını bedavaya vermez. bir tesisatçıya "hadi gel. lavaboyu bedavaya ver. yerine monte et. bir daha lavaboya ihtiyacımız olduğunda bu seferkini telafi ederiz." dediğinizi hayal edebiliyor musunuz? size kahkahalarla güler. büyük ihtimalle önemli bir iş olduğunda tekrar sizi aramazlar.
2 "Son ürünü görene kadar bir kuruş bile ödemeyiz."
bu müşterinin size avans almaktan vazgeçmeniz için yem atmasıdır. neredeyse tüm iş kolları depozit veya avans gerektirir. müşterinizle yürüyen bir iş ilişkisi oluşturduğunuzda farklı bir anlaşma yapabilirsiniz. ama yeni bir müşteri, tanışmanın hemen ardından, ilk eskizlerinizi ücretini ödemeden istememeli.
3 "Bu işi bizim için yap, piyasada tanınırsın. işler oluk gibi akar."
balon. bir tesisatçıya "bu lavaboyu tak arkadaşım. ardından bir sürü iş alacaksın" deyin. tesisatçının cevabı "yani işi iyi bir şekilde yapsam bile, fark edilmek için bedavaya mı yapmam gerekiyor? o zaman kayda değer olmaz ki." olur. ayrıca işi yaptıran kişi, herkese normalde işin (x) liraya mal olduğunu ama kendisi gibi parlak iş adamının bedavaya yaptırdığını böbürlenerek anlatacaktır. eğer arayan olursa, onlarda aynı bedeli veya daha iyisini bekleyeceklerdir.
4 Eskiz ya da konseptlere bakarken "seninle çalışıp çalışmamaya henüz karar vermedik. ama sunumu burada bırak ben ortağımla/yatırımcımla/karımla/patronumla görüşeyim."
sunumunuzu teslim ettikten 15 dakika sonra bunu söyleyen kişinin vermiş olduğunuz konsept ile diğer tasarımcıları telefonla arayarak fiyat teklifi isteyeceğinden emin olabilirsiniz. geri aradığınızda fiyatlarınızın çok yüksek olduğu ve "ali uçurur tasarım – tanıtım" firmasının işi aldığını öğrenirsiniz. onlar neden daha ucuz olmasınlar ki? siz saatler harcanmış tasarım ve danışmanlık emeğinizi bedavaya verdiniz.
anlaşmaya varana kadar, yaratici hiçbir çalişmayi müşterinin ofisinde birakmayin.
5 "İş iptal olmadi, sadece ertelendi. hesabı açık bırakın bir iki ay sonra devam ederiz."
hıııım. büyük ihtimalle etmez. iş duraksıyorsa muhtemelen ölüdür. o zamana kadar yapılmış işin ücretini almamak da büyük bir hata olur. iki ay sonra aradığınızda bambaşka biri o iş için atanmış olabilir ve tahmin edin bu yeni adam sizin adınızı hiç duymamış bile olabilir.
6 "Sözleşme mi? biz arkadaş değil miyiz? aramızda saçma bir sözleşmenin lafı mı olur?"
tabi ki arkadaşız. ta ki bir şeyler yanlış gidene ya da yanlış anlaşılana kadar, sonra sen takım elbiseli pislik, ben de aptal tasarımcı olurum. o zaman da sözleşmenin şart olduğunu anlarsınız. tabi yaptığınız iş için para ödenmesini beklemiyorsanız orası başka. saygıdeğer her iş sahibi işi kâğıda döker. siz de yapmalısınız.
7 "Faturayı iş üretildikten/basıldıktan/uygulandıktan sonra kesip gönder."
eğer uygulamasını siz yapmıyorsanız faturayı göndermek için neden alakasız bir tarihi bekleyesiniz ki? işinizin arkasında duruyorsunuz değil mi? dürüst iş yapıyorsunuz değil mi? neden siz ilgilendirmeyen bir teslim tarihini de bekleyesiniz ki? tasarımınızı teslim ettiyseniz ve tasarım kabul edildiyse faturasini kesin. belki bu sadece başka bir bekletme taktiğidir. eğer müşteri tasarımınız üretilene/basılana/uygulanana kadar bekletiyorsa daha sonra ortaya çıkabilecek sözleşme dışı değişiklikleri size ücretsiz yaptırabilmek için paranızı ödemiyor olabilir.
8 "Senden önceki xxx liraya yaptı"
bu tamamıyla sizinle alakasız bir söylem. eğer bir önceki o kadar iyi iş çıkarsaydı şu anda onunla konuşuyor olurlardı değil mi? bir öncekinin ne kadar ücret aldığı sizin için hiçbir anlam ifade etmemeli. çok düşük ücret talep edenler, bu iş alanından yakın zamanda çıkar (iflas eder veya iş değiştirmek zorunda kalır) ve bir başkası iş için tutulur. dürüst bir fiyat belirleyin ve kararlı olun.
9 "Bizim bütçemiz xxx lira" diyen firmalar
inanılmaz! bir adam araba almak istediğine karar veriyor ve daha araştırma yapmadan veya sağa sola sormadan ihtiyacı için gerekli olan arabanın fiyatının ne kadar olduğunu biliyor. büyük ihtimalle hayır. belli bir büyüklükteki iş, belli bir miktarda ücrete denk gelir. eğer onların daha az paraları varsa, siz de daha az çalışma karşılığında işi alabilirsiniz. fakat daha az para alacağınız için daha az çalışacağınızı anladıklarından emin olun. daha az alternatif sunun, basitleştirin, işin farklı kısımları için farklı firmalarla çalışmalarını önerin.
10 "Finansal problemler yaşıyoruz. bize bu işi yap. biz para kazanalım sana paranı ödeyelim."
elbette. yalnız para kazandıkları zaman ödeme yapılacaklar listesinde en aşağılarda olacağınızı bilin. eğer bir firma başlarının belada olduğunu kabul ediyorsa, emin olun itiraf ettiklerinden daha da kötü durumdadırlar. öyle olsa bile siz banka değilsiniz. ayrıca onların muhasebesini kontrol edemezsiniz. eğer bir firma bankadan ya da kredi firmalarından para alamayacak duruma geldi ise, neden onlara siz kredi veresiniz ki? tasarımınızı teslim ettikten sonra elinizde hiçbir kozunuz kalmaz. iyi niyetlerle hareket etmek isteseniz bile bu sizin için kayıp bir iş olacaktır. ama yine de riske girecekseniz, beklediğiniz için ek ücret talep etmelisiniz. bankalar faiz alıyor, siz de almalısınız. büyük ihtimalle size bu şekilde bir öneri gelmesinin sebebi de sizin ücretinizi vermek için bankadan kredi çekip faiz ödemeyi istememeleridir.
11 "O tasarımlar sana ait değildi, o yüzden senin yaptığın işçiliğin (model/animasyon/ışık/matte painting) hakları da bize ait" Bir firma ile "gizlilik sözleşmesi" yapmadığınız sürece, hatta herhangi bir şeye imza atmadığınız sürece, işin tüm hakları size aittir. İş için bir ödeme almışsanız eğer, ticari haklarını anlaşmanıza göre elinizden çıkarmışsınızdır. Uluslararası platformda sanatçının, henüz üretim anında, hakkını korumak için devreye giren yasalar var. Bir şeyi ürettiğiniz anda o sizindir, bunun için para aldıysanız ve haklarını bu para karşılığında teslim ettiyseniz (work for hire) bu, o işi sadece ticari amaçla kullanamayacağınız anlamına gelir. Yani ondan para kazanamazsınız ama sergileme hakkını her zaman ve yerde saklı tutarsınız. Ancak ve ancak firma size buna karşı olan, veya işi sadece yayınlandıktan sonra sergileyebilme hakkı tanıyan bir kağıt imzalatmışsa durum değişir. Kaynak dosyaları bu durumlarda en büyük kanıttır... Ben yine de garanti olsun diye her başladığım işte, yapacaklarımı istediğim zaman istediğim yerde sergileyeceğimi belirtirim. Yayına girecek bir iş ise o tarihten sonra sergilerim.
12 "O tasarımları sen yapmadın ki, biz yaptık!" Düpedüz fikir çalmaya yönelik bu gibi durumlarda alınabilecek önlemlerden en basiti ve ilki: Yaptığınız işin çıktılarını bir zarfa koyun (CD-DVD-Print out...), zarfı sıkıca kapatıp tam kapakla zarfın birleştiği yere postaneden mühür vurdurup kendi evinize postalatın. O zarfı hiç açmayın. Mühürlü ve tarihli olduğu için size herhangi bir dava açılması durumunda o ürünün ilk sizden çıktığana dair kanıttır o zarf. O zarfı mahkemede hakime teslim ettiğiniz anda en temel "copyright" kanıtını sunmuş olursunuz...
13 "Sen bize bir kaç örnek yap, beğenirsek işi sana vericez" Aman sakın! Bir fabrika düşünün işçilere diyor ki, sen birkaç örnek yap, beğenirsek seni işe alıcaz. Başka hiçbir iş kolunda olmayan bir çalışma biçimi, ve tabi işi de siz almıyorsunuz genelde. Sanatçı olarak sizin yapmanız gereken bir ön ödeme, veya anlaşma olmadan kağıda bir çizik dahi atmamak olmalı. Çünkü siz örnek yapmaya başladığınız anda zaten çalışmaya başlamışsınızdır; vakit, emek, ve yetenek harcıyorsunuz demektir. Yapılan işi beğenmezlerse bu onların bileceği iş, siz görevinizi yapmışsınızdır zaten. Yoksa niye senelerce kasıp kendimize portfolio - demoreel hazırlıyoruz? İnsanlar ne yapabildiğimizi önceden anlayabilsinler, bize ona göre iş versinler diye değilmi?14 İlk defa Türkiye'de karşılaştığım başka bir durum ise: Bir anlaşma yapıp işe giriyorsunuz, 1 ay çalıştıktan sonra size "beklentilerimizin altında çıktın..." denerek ücret indirimine gidilmek isteniyor. Pardon ama insan bunu küfür gibi alıyor, çakallıktan başka birşey değil. İşe alırken portfolioma bakmadınız mı? Neler yapabildiğimi aşağı yukarı görmediniz mi? İşimden memnun değilseniz bunu bana söylersiniz ve 15 gün süre verirsiniz, ve ben de siz de çalışacak başka seçenekler aramaya başlarız. En azından ben böyle bir şeyle karşılaştığımda böyle hissediyorum.
15 "Sen kapidan ciktigin an 20 kisi kapida bekliyor" Iste, bu sektorde calisan arkadaslara tavsiye verirken ben hep bu cumleyi kurarim. Derim ki: Arkadaslar, bunu diyen bir patron karsiniza ciktigi zaman sakin itibar etmeyin! Cunku oyle bir sey yok, bu sadece bir yanilsama. Calisacak iyi bir firma bulmak ne kadar zorsa, calisicak iyi eleman bulmak da o kadar zordur. Ama patronlar iste hep bu cumleyi kurarak, size tersiymis gibi bir psikolojik baski kurarlar. Emek de boyle somurulur.
Ben bir is yerinde en az 3-4 ay calismissam, isyeri benden memnun, ama ben ondan memnun degilsem, ben o kapidan ciktigim an birakin 20 kisiyi, bir kisiyi bulabilirse hemen opsun basina koysun. Neden? Cunku ben o firmada 3-4 ay calismisim, iletisim kurmusum, sistemini ogrenmisim, ve is uretmisim. Oraya giren birinin alisma suresi en az 1 aydir bir kere, o da benim kalibremde bir eleman ise eger. Ve inanin, ihtiyac oldugunda iyi eleman bulmak sanildigi kadar kolay degil. Cok studyo gezdim, acilar icinde kivranan o kadar cok patron gordum ki..
Saygılar...