Gönderen Konu: Batı vs Türk Sineması  (Okunma sayısı 7285 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Blacker

  • Üye
  • **
  • İleti: 301
    • Profili Görüntüle
Batı vs Türk Sineması
« : Temmuz 09, 2014, 01:46:43 ÖÖ »
Batı sineması ve Türk sineması arasında gördügünüz farklar nelerdir
onlar neyi neleri doğru yaptılar ve yapıyorlar
biz neyi neleri yanlış yapıyoruz
bagımsız Yerli sinemacı batı sinemasına karşı koyamaz mı?
onların yönetmenlerinde olup bizim yönetmenlerde olmayan ne var?
Batının teknoloji ,sanat, gibi diger öğeleri bir arada disiplinli kullanmasına karş...biz bir akım oluşturmaz mıyız
yerli endüstriyel yapımcılardan bahsetmiyorum herkesin dini imanı para iken...akımda neymiş tavralarını duyar gibiyim
günü birlik filmler yüzünden mi akım olmuyor? yada bir döneme imzamızı vuramıyoruz?
günahlarımız ne sevaplarımız ne bagımsız yani çulsuz sinemacının üzerine düşenleri yapması gereklenleri bilmeliyiz
ne varsa dökmeliyiz aslında eteklerimizdekileri..dışarda konuşmak kolay gelir insana ama önce dışardan bi bakalım dimi
içerde ne yanlış süzmek lazım diye düşünüyorum



Mumya

  • Ziyaretçi
Ynt: Batı vs Türk Sineması
« Yanıtla #1 : Temmuz 09, 2014, 03:30:02 ÖÖ »
Soruların bana, iki sene evvel ki sıkça sorulan bir soruyu hatırlatıyor. tr3d sitesinde, iki ayda bir 3d ile yeni tanışan elemanlar çıkıp, "neden bir animasyon film yapmıyoruz", diyorlardı. Sanırım, "lütfen yardım edinnnn!" başlıklarını açan elemanlardan farkı yoktu. Ben de o zamanlar, üç senedir zamanımı, elimde ne var ne yok, 3d sinema filmi yapmakla harcıyordum. Yani anlayacağın, o "yardım edin" diyenlerden daha kötü bir durumdaydım.

Demek istediğim, kendi kafamıza göre taklıyoruz, kuralına göre değil, anlamaya çalışmıyoruz, ama hep anlatmaya çalışıyoruz, araştırmıyoruz sadece daha iyisini yapabileceğimizi düşünüyoruz, birlikten güç doğar prensibini, nerde çoklu orda b..luk'a yoruyoruz. Bir yerden uygulamaya başlayıp, keşfetmek yerine, sorular soruyoruz.

Görmeden çizemezsin, okumadan yazamazsın, ama biz sanki yazacak çok şeyimiz varmış gibi senarist olmaya çalışıyoruz. Sinema evrensel bir nitelik taşır, yönetmenin karakterine, senaryoya göre farklılık gösterir. Batının doğudan farkı yok, sadece verilen değer kadar fark var. Biz millet olarak, gülüp ağlamak kadar değer veriyoruz.

Bir sahne yazmak için, günlerce bir sürü film izlemek ve bir sürü şey araştırıp okumak nerde, kahvedeki okey muhabbetini sinemaya taşımak nerde.

Sorma bence, klişe bir konu, bir sürü yorum yazılır ama tek cevap alamazsın.

Çevrimdışı stuck

  • Global Moderator
  • Deneyimli
  • *****
  • İleti: 2431
    • Profili Görüntüle
Ynt: Batı vs Türk Sineması
« Yanıtla #2 : Temmuz 09, 2014, 03:34:34 ÖÖ »
Biraz uzun, korkma :P

Sinema'nın sanat ve gişe filmleri olarak kategoriye ayrılması inceleme açısından yüzeysel olur. Açıkcası bu soruyu gördüğümde aklıma direkt Hollywood Film endüstrisinin nasıl kurulduğu, bizim Türk sinemasının neden zayıf kaldığını bilmek için biraz tarihi kaynaklara bakmak gerektiğini düşünüyorum.

Batı özellikle sanat akımlarının ve manifestoların bildirildiği Londra, Paris'te .vs fikirlerini, düşüncelerini, stillerini, dünyayı nasıl tanımladıklarını, endüstri çağının getirilerini ve götürülerini  "Arts&Crafts" (sanat ve el sanatları) ile ifade ederken, 1890-1910 yılları arasında bir taraftan uzakdoğunun cazibesine kapılıp, figür ve anlatımlarında doğu motifleri "Art Nouveau" (genç sanat) kullanmış. Sosyal ve siyasal etkilenmenin şiddetli olarak 1914 Senesinde 1. Dünya savaşının başlamasına kadar çiçekler böcekler laylaylom derken bu sefer manifestolar, savaşın modern sanat akımlarını etkilemesiyle farklı bir yöne kaymış.

Holywood'a giden, evini barkını savaş yüzünden terk etmek zorunda kalan sanatçı, aydın ve insanlar bu endüstrinin gelişmesinde büyük rol oynamış. Hitler'in sinemayı ve basılı medyayı güçlü bir propaganda aracı olarak kullanması, ırkçılıktan ve din ayrımcılığından olumsuz olarak etkilenmiş tüm sanatçıların vizyonunu etkilemiş.

Savaş ve buhran yıllarını unutturmak için müzikal ve eğlence ağırlıklı filmler yapmışlar. İnsanlar izliyor çünkü mutlu oluyorlar. "Umut" satılması en kolay üründür sanıyorum.

----------------------------------------------------------------------------------------------------

Yönetmenlerden bir ikisi, üçü ("Dünya Sinemasının Ustaları" kitabından bir kaç alıntı);


"Herkes film yapabilir. Yönetmenliğin gizemli bir yanı yok. Sanat da değil bu! Temel mesele, insanların bakışlarını filme almayı bilmek..." John Ford

Halkın beğenisini her zaman ön planda tutan ve onlara oldukça önemli  mesajları, sade ve kıvrak bir dille aktarmayı başaran yönetmenin şu sözleri sinema anlayışının özünü mükemmel bir şekilde açıklıyor; "Benim de on emrim var. İlk dokuzu seyirciyi sıkmayacaksın! Onuncusu ise filmin son kurgusunu kimseye bırakmayacaksın..." Billy Wilder

Büyük ekonomik bunalımın yaşandığı yıllarda anlattığı umut dolu hikayelerle tanıdı herkes Frank Capra'yı... Yarattığı kahramanlar belki sıradan insanlardı ama, en kötü anlarda halka "Her şey yoluna girecek" demeyi de onlar başardılar. Capra filmlerinin modası hiç geçmedi. Çünkü yönetmen insanoğlunun asla yok olmayacak sağduyusuna seslenmeyi çok iyi biliyordu.

---

William Wyler, klasik Hollywood sinemasının en güçlü yönetmenlerinden biriydi...
Savaş sürerken, hemen hemen tüm dünya Naziler'e tepki duyuyor ama bu tepkiler sinemaya tam olarak yansıyamıyordu. Alman sineması tamamen hitlerin elindeydi... tüm dünyanın savaş ve faşizim hakkındaki duygularını, düşüncelerini ve gelecekten beklentilerini anlatma görevi Hollywood'a düştü.


Bugünün Sinemasında Wyler Etkileri;
William Wyler gerek seçtiği konular, gerekse bunları işleyiş biçimi ile, bugünün önemli yönetmenlerinin çoğunu etkilemişti kuşkusuz.
Wyler'ın filmleri Türk Sİneması'na da uyarlanmış. wyler'ın "Roma Tatili"
Ülkü Erakalın tarafından "Muhteşem serseri" 1964
Türker İnanoğlu "İstanbul Tatili" 1968 olarak uyarlanmış.

Wyler'ın "Korkunç Koleksiyoncu" filmi
Tarık Tibet "Cehennem" 1973





Bu kitapları öneririm.





To be continued...
« Son Düzenleme: Temmuz 09, 2014, 03:38:40 ÖÖ Gönderen: stuck »
  • Illustrator

Çevrimdışı Blacker

  • Üye
  • **
  • İleti: 301
    • Profili Görüntüle
Ynt: Batı vs Türk Sineması
« Yanıtla #3 : Temmuz 09, 2014, 17:18:32 ÖS »
kilişe  bir soru belki ama  bu kilişelerin niye değişmedigin hala anlamış degilim..
bizdeki tarih onlarda yok
bizde  az yada çok teknoloji imkanda var
söylediklerinin haklısın ama  onlarda olup bizde olmayan sanat anlayışı ve izleyici analizlerimi? sadece

Çevrimdışı stuck

  • Global Moderator
  • Deneyimli
  • *****
  • İleti: 2431
    • Profili Görüntüle
Ynt: Batı vs Türk Sineması
« Yanıtla #4 : Temmuz 09, 2014, 19:56:59 ÖS »
Tarih aslında bir bütündür. İçerik olarak yazdığım evvelki mesajda Avrupa'daki endüstriyel, siyasi, sosyal ve sanatsal değişimin, Osmanlı'nın son zamanlarını işgal devletleriyle mücadele ederek geçirmesinin birbiriyle bağlantısı var. Yeniden kurulmaya çalışılan bir ülkenin içinde bulunduğu zorlu süreçte sinemacıların yaşadığı zorlukların filmi henüz yapılmadı sanıyorum. "Karpuz Kabuğundan gemiler yapmak" filmi gibi naif bir anlatım tadını yakalar mı merak ediyorum. =)

"Sinemayla ilgilenen genç sanatçılar, 1930'lu yıllarda eğitim almak, sanat ve hayat deneyimi kazanmak için kendi imkanlarıyla Almanya, Fransa, Amerika, Rusya gibi ülkelere gitmişlerdir. İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla yurda geri dönmek zorunda kalmışlar, edindikleri bilgi ve deneyimleri kendi ülkelerinde uygulamaya geçirmişlerdir. Ancak sinema sektörünün kısıtlı imkanları ve sektördeki ticari rekabet sebebiyle üretime katılmakta zorlanmışlardır. 19. yy sonunda endüstriyel üretimin sanat alanında ulaştığı son aşamalardan biri olan sinema endüstrisini, sanayi devrimini yaşamamış, kökten tarihsel dönüşümler içinde, yeni bir toplumsal kimlik yaratmaya çalışan bir ülkede kurmanın zorluklarını yaşamışlardır. Ekonomik ve teknik yetersizliklerini kendilerine destek veren yapımcılar ve kendi pratik film yapımı çözümleriyle aşarak ilk eserlerini vermişlerdir. Ancak ilerleyen yıllarda yapımcıların seri üretime yönelen popülist anlayışları genç sinemacıların konu, tür, oyuncu alanlarındaki yaratıcılıklarının önünü kesmiştir. Yapımevlerinin ve yerli film sayısının artmasıyla sektörün güçlenmesi sinemacıların kendi alanlarında deneyim kazanarak uzmanlaşmasını sağlamış ancak sanatsal gelişimleri için ihtiyaç duydukları yenilikçi tavırları törpülemiştir.......
......
1940'lı yılların yoğun baskı ve sansür uygulamaları sebebiyle naif görünen sanatsal duruşu, kendinden sonraki dönemlere bıraktıkları ve etkileri düşünüldüğünde verimlidir. Örneğin 1940'ların sinemacılarının düşünsel altyapıları, 1960'larda ulusa özgü bir sinema yaratma çabasında olan sinemacı kuşağın yaklaşımında yeniden canlanır. Sinemacılar kuşağının yerli bir konuyu, yerli bir uslup ve ritmle anlatan filmleri gerçekçi yaklaşımlarıyla sinemanın halka ulaşmasını ve artan bir talep görmesini sağlar. Yerli sinema 1960'lı yıllarda toplumsal bilinçlenmenin etkisiyle hem sinemacıların hem de seyircinin politize olduğu bir noktaya ulaşır..."


Alıntı kaynağı



Teknik imkanlara ulaşmak maddiyatla ilgili. Bütçeden kısalım... Sessiz bir film yapabilir miyiz, Dublaj, ses kayıt, müziksiz bir anlatım kullanabilir miyiz? Ne anlatacağımıza bağlı olarak değişir. Ama izleyici mevcuda doymuş durumda. Sinemanın ilk yıllarındaki gibi üzerilerine geliyor sandıkları tren yüzünden sinema salonundan kaçmıyorlar. İzleyiciyi çekecek bir yol bulmaları lazım. 3d sinema salonları Türkiye'de son 5 sene de çoğaldı. İzleyici buna da doydu. Sıradanlaştı. Evinde bile çok rahat 3d sinema sistemi kurabiliyor. Tv fiyatları düştü. Evet Tv'den ve internetten hiç bahsetmiyoruz. Burada da yapımcıların parasal getiriye odaklanmalarının en büyük sebebi rekabet etmek zorunda oldukları yabancı yapımlar ve teknoloji. Evde film izlemek dururken neden sinemaya gitsin. (Vizontele) Sinemaya gitmezse gişe olmaz. Gişe olmazsa para gelmez. Para olmazsa iflas.... uzar gider.
  • Illustrator

Mumya

  • Ziyaretçi
Ynt: Batı vs Türk Sineması
« Yanıtla #5 : Temmuz 11, 2014, 15:34:01 ÖS »
kilişe  bir soru belki ama  bu kilişelerin niye değişmedigin hala anlamış degilim..
bizdeki tarih onlarda yok
bizde  az yada çok teknoloji imkanda var
söylediklerinin haklısın ama  onlarda olup bizde olmayan sanat anlayışı ve izleyici analizlerimi? sadece

Teknoloji bir çözüm ise, o zaman ben Yedi Samuray veya E.T. filmlerini hayranlıkla izlerken hata yaptım. Transformers filmini ağzım açık izlemeye çalışacağım. =)

Bir soru sormak için de, yeterli derecede Türkçemiz var, yine de noktalama işaretlerini kullanmıyoruz. Çünkü tek derdimiz birşeyi anlatmak, oluyor.

Sinemanın sadece teknik bir yönü olsaydı, Steven Spielberg'in her zaman daha iyisini yapmasını beklerdim.

Güzelliği kontrol edemezsin, sadece sunabilirsin, tabi önce fark edebilmen gerekir. Kontrol etmeye çalışıtığın sürece, kirletirsin.

Ayrıca başkasından değişmesini bekleme, kendin değiş, kendin film yap. Yoksa, kıçının üzerine oturup, sosyal ağlarından manipülasyon yapmaya çalışanlardan farkın kalmaz.
« Son Düzenleme: Temmuz 11, 2014, 15:46:53 ÖS Gönderen: mumy »