Starwars dünyayı nasıl değiştirdi...

[Emre Goren]

http://blogs.news-journalonline.com/fanboy/star-wars-influence-map1.html



kaynak: ucandaire.org / news-journalonline.com

[cezmikardas]

wuu ilginç

[Baris Colak]

haha harika bir diagram, çok eğlenceli.

[Samche]

Cidden değiştirmiş ama=)

[osman safi (herbap)]

zuhaaa...

ergin tezer görmesin bu diyagramı... mest olur (merkezde george lucas...)

[PloKoon]

hell yeah

[cemgul]

hell yeah +1

[guero]

George Lucas'a çok şey borçluyuz bu durumda acaba kendisi cg ile nasıl tanıştı... ?

[stuck]

tanışmadı, o tanıştırdı.

[uzak]

starwars dünyayı değiştirdi mi?! ana akımı batmaktan kurtardı, amerikan ulusal sineması Hollywood eliyle yönettiği bir sanayi koluna dönüştü yada bunu ulus-ötesi bir noktaya taşıdı, ulusal bir sinemayı(algıyı, anlatıyı) hegomonik şekilde dünyanın tamamına yaydı. eğlencenin endüstirileşmesi, tekelleşmesi, amerikan tipi imge üreticiliği, küre açısından ne türden bir değişim olmuş olabilir ki? mcdonolds ne kadar lezetli ve evrensel ise Hollywood  ancak o kadar evrensel ve kurtarıcı ve niteliklidir herhalde. sonuç itibariyle hangi dünyayı kurtardı değiştirdi yada kurdu diye sormak gerek? köfteyi  sarı kırmızı bir logo altında yiyoruz ne mutlu bize!? 

[guero]

Ama tanıştırmak için tanışmak lazım hatta George lucas'ın 1968 de çekilmiş bir kısa filmi var adını anımsayamadım onda dahi cg var..

[stuck]

uzak

"Hiçbir kuramcı hiçbir avant-garde yönetmen ona sırtını dönemez. Yalnızca Hollywood ile yüzleşerek yeni bir şeyler üretebilir."
Peter Wollen

guero geyik yapıyorum. geçenlerde görsel efektin 100. yılı videosunu görmüşsündür. Méliés amcaya kadar geri gitmek gerekiyor.

[uzak]

stuck:
bu hesaplaşma,   ana akımın derinliğinden kaynaklanmıyor. hesaplaşma, Hollywood'un, kişisel yada kolektif bir değer üretimi olması gereken "estetik faaliyeti", karmaşık  işbölümü ve uzmanlaşmaya dayanan, pazarlama ve promosyon ile manüple edilen,  bir  üretim-tüketim sistemi aracılığı ile kültür ve estetiği alelade bir endüstiriye dönüştürmesidir. kültürün, estetiğin, değerin konserveleşmesi. ambalajın ne kadar janjanlı hijyenik teknolojik vs vs olmasının hiç bir önemi yok işin özü yanlış.
ilerde bir gün insanalar kendi kendilerini sınırsız şekilde kopyalayabilse sonra kopyalarını konsevelere koyup ileriki dönemde tüketmek, proteyin yada organ ihtiyacını karşılamak için depolasa bu mantıklı olur(ne kadar ekonomik olur bilemem  ) ama!!! herşeyi konserveleyemesiniz bu mümkün görünse de!!! teşbihte hata olmaz 

[Gurhanerkal]

stuck:
bu hesaplaşma,   ana akımın derinliğinden kaynaklanmıyor. hesaplaşma, Hollywood'un, kişisel yada kolektif bir değer üretimi olması gereken "estetik faaliyeti", karmaşık  işbölümü ve uzmanlaşmaya dayanan, pazarlama ve promosyon ile manüple edilen,  bir  üretim-tüketim sistemi aracılığı ile kültür ve estetiği alelade bir endüstiriye dönüştürmesidir. kültürün, değerin konserveleşmesi. ambalajın ne kadar janjanlı hijyenik teknolojik vs vs olmasının hiç bir önemi yok işin özü yanlış.
ilerde bir gün insanalar kendi kendilerini sınırsız şekilde kopyalayabilse sonra kopyalarını konsevelere koyup ileriki dönemde tüketmek, proteyin ihtiyacını karşılamak için depolasa bu mantıklı olur ama!!! herşeyi konserveleyemesiniz bu mümkün görünse de!!! teşbihte hata olmaz 

Sinema diğer sanatlardan çok çok farklıdır. O yüzden çıkış noktasında bir sorun var serzenişinizin. Onun dışında tüm sanatlar için eleştiriniz geçerlidir. Ama sinemanın çıkış noktası zaten endüstri ve para ile ilgilidir. Kamera ve filmin icadı ve gelişmesi, bunların daha iyi kullanılabilmesi sinemanın olmazsa olmazıdır. Zaten en baştan teknolojiktir endüstri ile içedir. Para lazımdır bu sistemin sürebilmesi için. Devlet ve kurumlarının desteğine ise en başta ben karşı çıkarım hiç bir zaman izlenmiyecek filmler için benim vergimden kesinti yapamaz. İzliyecem filmi gider parasını verip izlerim. Eğer bir sanat ürünü kendini izletemiyorsa, ilgi çekemiyorsa orada bir sorun vardır. O yüzden en sanatla içiçesi bile sinema ürününün ticaridir. Olmalıdır da. En vasat en amatör bir filmin bile ne kadar çok pahalıya malolduğunu biliyoruz. Bu durumda da bu işi en iyi yapanın (hollywood) en çok kazanan ve etkiliyen olması da gayet tabiidir.

Bir de şunu ekliyim ancak bu ticari girdi ile gerçek sanat filmi diyebiliceğimiz filmler çekilebilir örneklerini görüyoruz. Çünkü bu filmlerin çekilebilmesi için de çok paraya ihtiyaç var oradan oraya aktarım bu şekilde oluyor. Benim neredeyse yok saydığım tam devlet destekli-bir şey anlatamayan çoğu kez de anlatmak istemeyen itici, beceriksiz (istisnalar kaideyi bozmaz) avrupa sinemasını kastetmiyorum. Gerçek sanat filmi: Benim için mesela bu: http://www.imdb.com/title/tt0414993/ Fountain başında dünya çapında bir ünlü var. Çok ileri efektler kullanılmış (su bazlı). Konu muhteşem ama tamamen sanat ihtiva eden ticari olmayan bi film. Böyle bir filmde ancak hollywooddan çıkabilirdi.

[uzak]

elektronik röprodüksiyon ve imge çağında kitlelere ulaşmanın en etkin aracı sinema, dolayısı ile sermayenin/endüstirinin kitlesel bir  sanat olan sinemaya ilgi göstermesi doğaldır ama bu sinemanın paranın endüstirinin aracıdır ürünüdür demek için yeterli değil. yada alanı endüstiriye bırakmak da doğru değil. ana akım dışı sinemaların verdiği mücadelenin özünde bu var sanırım. sinema hala insanı insana insanla analtan bir dil olarak kalma yolunda ana akım endüstirisine karşı mücadelesini veriyor.

[cemgul]

stuck +1 feylesoft +1 = +2

hollywood veya jollywood farketmez. Sinema, güzel hikayeler, yeni dünyalar ve bilmediğimiz hayatlarla hayallerimizi süslemeye, yüzümüze gülümseme kondurup, kalp atışımızı hızlandırmaya devam ettiği sürece, izlemeye, sevmeye ve yapanlara -bilet alarak- teşekkür etmeye devam edeceğiz.

[uzak]

dünyanın karmaşıklığının yadsınması, basitleştirilimiş olay örgüleri, tipikleşmiş karakterler, temsilin temisiline indirgenmiş anlatılar hikayeler, dünyalar, hayatlar, hayaller,  bu yoğun bombardıman içinde sadece ön yargılar faşist gelenekler beslenir gelişir serpilir. alelade amerikan  taşralılığı ufuksuzluğu  bizim ufkumuz geleceğimiz oluverir.

[guero]

dünyanın karmaşıklığının yadsınması, basitleştirilimiş olay örgüleri, tipikleşmiş karakterler, temsilin temisiline indirgenmiş anlatılar hikayeler, dünyalar, hayatlar hayaller,  bu yoğun bombardıman içinde sadece ön yargılar faşist gelenekler beslenir sürüp gider. amerikan yada hint taşralılığı ufuksuzluğu alalede bizim ufkumuz oluverir.

Hollywood'u severim ancak hur gürültüden başka bişey değildir...Sanata haksızlık bile yapıyor diyebiliriz...o yüzden oscar törenlerinde fazla göremiyoruz...

[Gurhanerkal]

Her şey olması gerektiği gibi oluyor hollywood böyle yaptığı için önde avrupa yapmadığı için destekle ayakta duruyor. Kaldıki tüm dünyadan becerikli yönetmenler, oyuncular diğer elemanlar akın akın hollywooda gidiyor hepsinin hayalinde kazandıkları paralarla rüyalarındaki yapımı gerçekleştirme var. Kimi yapıyor kimi yapamıyor. Böyle kötü bir gözle bakıyorsunuz ama Hollywood ve yan sanayi (adı bağımsızda olsa hollywooda bağımlı) son yıllarda çok özel işler çıkarmaya başladı. Terrence mallick hoca'nın "The Thin Red Line", "the new world"(bunu tek beğenen ben varım heralde) - Darren Aronofsky'inin "Pi", "Requiem for a Dream", "the fountain" ve daha geçenlerde gösterilen "wrestler" gibi filmleri ancak bu döngüde zenginlikte doğabilecek filmlerdi. Bundan 30 yıl önce böyle filmlere amerikada para koyabilecek yapımcı olabileceğini sanmıyorum. Avrupadan zaten çıkamazdı.

[uzak]

güzel olanı, incelikli olanı, zarif olanı, eleştirel olanı kabalıklara  karşı korumak desteklemek gerekir, avrupa  yüz yıllar içerisinde bağrında yeşeren kazanımlarını eleştirelliğini diyalektiğini çeşitliliğini külütürel ve felsefi geleneğini amerikan faydacılığına kabalığına ve barbarlığına karşı korumaya çalışıyor diyelim. bu kültürel mücadele sadece avrupada değil tüm dünyada amerikanın baskın kültürüne karşı verilen bir mücadele . ana akım ile avrupa ulusal sinemalarının farkını bu açıdanda değerlendirmek mümkün.